19
Mayıs 1919 Türk Ulusunun Ulu Önder Mustafa Kemal’in önderliğinde ulusça
dirilişinin, bağımsızlığa ve egemenliğe giden yolun başlangıcıdır. 20 Haziran
1938 tarihli kanunla ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kabul edilmiş bu önemli
gün, 1995 yılında önüne ‘Atatürk’ü Anma’ sözcükleri ilave edilerek ‘Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’
olmuştur.
Yüce Atatürk’ün girişmiş olduğu mücadelenin asıl amacı,
özünde ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak ve bağımsızlığı elde etmektir.
Mustafa Kemal’in Samsun’a gelişiyle doğan güneş ve bu ümit ışığı Milli Kurtuluş
Savaşımızın başlangıcıdır.Bu çok önemli günü Atatürk Türk Gençlerine emanet
etmiştir. Şu veya bu nedenlerle bu ulusal bayramın tüm yurtta kutlanmasına
yasalarla sözde getirilen değişiklikler sağduyulu, Atatürk sevdalısı insanımızı
mutlu etmemiştir. Değişimin iyi niyetle alındığı ve gerekçeleri içerisinde hava
muhalefetiyle çocukların üşüttüğü gibi ayrıntılar da yer almış olsa, bunun
inandırıcılığı hiç yoktur. Böylesi kararın yanlışlığı kısa zamanda anlaşılıp
düzeltilmelidir.
Türk Gençliği ve Ulusu
bu önemli günü her yıl olduğu gibi gönlünce kutlamaktan geri kalmayacaktır. 19
Mayıs, bağımsızlığını, egemenliğini kazanmış ulusun moral ve onur günüdür. 19
Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı yurdun birçok yerinde coşkuyla, güven ve onurla kutlanacaktır. Çünkü
19 Mayıs Yüce Atatürk tarafından Türk Gençliğine armağan edilmiştir.
Ulusal ve yerel televizyonlardan tarihçi, yazar, sanatçı
ve diğer akademisyenlerin 19 Mayıs kutlamalarına getirilen değişimler hakkında yaptıkları
yorumları izledim. Bunlar arasında, yakın milli tarihimizin kahramanlık
destanlarını yorumlayan, yazdığı kitaplarla bizleri aydınlatan, çoğumuzun
yakından tanıdığı ünlü yazar Sayın Turgut Özakman da yer aldı. Bazı belediye
başkanları dâhil izleyip, okuduğum aydınların hepsi duygu yüklü ve endişeliydiler.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’ konusunda yaptıkları
yorumlarda genel olarak aynen şunları söylediler:
“Hiç bir kuvvet ve çabanın Türk
ulusunun gönlündeki özel günlere ait milli dayanışma ve birlik ruhunun
sağladığı heyecan ve coşkuyu silemeyecektir. Bir ulusun bağımsızlığının ve varlığının
korunması amacıyla 19 Mayıs 1919 tarihinde yakılan ateş, Türk ulusunun
geleceğini aydınlatarak büyük uyanışını gerçekleştirmiştir. Bu ateş, Türk
Ulusunun damarlarındaki asil kanda ilelebet yanacaktır”...
Türk
Ulusunun ve onun yılmaz bekçisi Mehmetçiğin namus, bayrak, toprak ve ataları
uğruna verdiği mücadele tarihe nakşolunmuş, ulusumuzun maneviyatında mümtaz
yerini almıştır. Unutulmamalıdır ki, Türk ulusu için böylesine anlam ve önem
taşıyan milli bayramlarımız ve anma günlerimiz, hiç şüphesiz bir milleti
oluşturan bireylerin birlik ve beraberlik duygusunu en yoğun olarak yaşadığı özel günlerdir.
Özellikle gençler, atalarının gösterdiği mücadeleyi takdirle anacak, sadece
bununla da yetinmeyip gelecekte ortaya çıkacak benzer durumlarda atalarını
anımsayarak benzer başarıyı gösterebileceklerdir.
23 Nisanlar, 19 Mayıslar, 29 Ekimler, 30
Ağustoslar tarihimizin yüz akı, onur ve şeref duygusu yüklü önemli mihenk
taşlarıdır. Bunları yerinden oynattığımızda Yüce Atatürk’ün kurduğu Türkiye
Cumhuriyetinin temeli sarsılabilir. Tarih, ders alınmak için vardır. Tarih
taraflı okunmaz. Tarih geride kalır ama önemli ipuçları verir. Tarihi zengin ve
kahramanlık destanlarıyla dolu bir ulusun evladı olmak insana onur, güven verir
ama sorumluluğu da çok önemli ve zordur. İşte önemli günler, milli bayramlar,
kurtuluş günleri bizi, gençleri bu zor günlere moral, özgüven ve özveri için
hazırlar.
Yüce Atatürk başta olmak üzere tüm şehit ve
gazilerimize minnet ve rahmet duygularımla seslenerek; Sizlerin biz gençlere
emanet ettiğiniz milli ve ulusal günleri ebediyen yaşatacağız. Gönlünüz,
ruhunuz rahat, mekân ve makamınız cennet olsun!
YAŞASIN 19 MAYISLAR !
E.Uysal
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder